Sex Hikayeleri

2 sene önce - Admin Ekledi - 1304 Kez Okundu

Yengem çok kaşınıyordu :)

Yengem çok kaşınıyordu :)

 

Selam 31’ci arkadaşlar. Dayımın 18 yaşındaki çıtır karısını nasıl siktiğimi paylaşmak istiyorum. Dayım geçen sene evlendi. Evlendiği kız, yani küçük yengem Kezban, sarışın, mavi gözlü, memeleri ve kalçası taş gibi biri. Dayıma bu kızı bir köyden bulup evlendirdiler. Kız köyde büyüdüğünden, hem saf, güzel hem, de harika fizikliydi. Bu arada dayım 35 yaşında, sarışın pek yakışıklı olmayan bir adamdır. Neyse, geçen sene bu kızla evlendiklerinde, ben içimden, (Bu kız nasıl vardı bu adama?) diye düşünmeden edemedim. Kız gerçekten çok güzeldi ve ben çok etkilenmiştim. Kız benden neredeyse 10 yaş küçüktü. Ama benim sikim kalkmıştı bir kere bu kıza. Yanlış bir şey olsun da istemiyordum. Bu yüzden düğünden sonra sadece bir bayram hariç, hiç yüz yüze gelmemiştim kızla.

 

 

Geçen ay dayım beni aradı, “Oğlum, niye bize gelmiyorsun hiç?” dedi ve biraz da sitem etti. Dayım anneannemle beraber yaşardı ve evlenmeden önce biz çok beraber zaman geçirirdik. Fakat evlendikten sonra, ben kıza dayanamam bir şey yaparım diye hiç gitmedim evlerine. Dayımın ısrarlarına dayanamadım ve Pazartesi günü geleceğimi söyledim. Hem anneannemi de görecektim, 2-3 gün de kalacaktım.

 

Neyse Pazartesi günü, ben öğlen saat 1 gibi dayımın evine gittim. Anneannem evde sanıyordum. Apartmanın dış kapısı açıktı, yukarı çıktım, en üst katta oturuyorlardı. Evin bir de terası vardı, ama ne güzel, çevre binaların hepsinden yüksekte. Ben daire kapısının önüne gelince, tam zili çalacaktım ki, içeriden sesler geliyordu. Şeytan dürttü, içimden (Dinle biraz bakalım ne konuşuluyor içeride?) dedim.

 

 

Evin içinde biri telefonla konuşuyordu, herhalde Kezbandı konuşan. Telefondakine, “Evet, bu gün gelecek… Bir evlendiğimde, bir de bayramda gördüm… Evet, çok yakışıklı…” dedi. Sonra bir gülüşme oldu. Ardından, “Üstüne atlamazsam iyidir!” dedi. Biraz daha gülüştüler ve “Hadi görüşürüz Fatma abla.” dedi kapandı telefon. Fatma abla dediği de, büyük dayımın karısıydı, yani büyük yengem. Kulaklarıma inanamadım, yengemler benim hakkımda neler konuşuyorlardı. İçimden, (Ne yapsam, girmesem mi eve?) dedim, kapıda bekledim biraz, sonra bastım zile. Kapı direk açıldı. Karşıma Kezban yengem bir afet gibi çıktı. Saçlar hafif ıslak, yeni banyo yapmış gibi, memeler tişörtü neredeyse patlatacak, altında bir tayt, am göt kabak gibi çıkmış…

 

 

Ama o da beni görünce gözleri parladı, “Hoşgeldin!” dedi. “Hoşbulduk!” dedim. Kezban bana bir sarıldı, memelerini göğsüme yapıştırdı, sıcacık meme uçlarını bile hissettim. Bacağının biri benim bacak arama gelecek şekilde, amını da sürttü bana ve “Ev hali, kusura bakma.” dedi. Ben anneannemi soracaktım ki, “Annem Fatma ablamlara gitti.” dedi. İçimden, (Ne alaka, benim geleceğimi biliyordu, niye gitti ki?) dedim. Ben dayımı aradım hemen, “Dayı ben geldim, ama anneannem yok?” dedim. Dayım da, “Biliyorum, abimin karısı biraz hastaymış, sabah ona bakmaya gitti, sen keyfine bak, Kezban evde, akşam görüşürüz!” dedi, kapattı telefonu.

 

 

Bir Katakulli vardı bu işte. “Kezban ben üstümü değiştirmek istiyorum.” dedim. Bana bir oda gösterdi, oraya geçtim. Benim ardımdan bu hemen sarıldı telefona. Beni de şeytan dürttü, paralel telefonu da gördüm odada, sessizce kaldırdım ahizeyi. Kezban, Fatma yengemle konuşuyordu. “Abla, geldi!” dedi. Fatma yengem de, “Hadi iyisin, ben de annemi ikna ettim, burada kalacak bu akşam!” dedi. “Abla kendimi zor tutuyorum, üzerine atlayacağım!” diyordu. Fatma yengem de, “Canın çektiyse siktir kendini, ama dikkat et çok düzgün çocuktur, ben yıllardır neler yaptım da, yan gözle bile bakmadı bana. Ama sen çok gençsin, güzelsin de, belki sana dayanamaz!” dedi. “Ben şimdi halı yıkamaya başlayacağım, tahrik ederim herhalde, odun değil ya, nihayetinde o da bir erkek, hem de tam istediğim gibi bir erkek.” dedi, gülüştüler, sonra kapadı telefonu.

 

 

İçimden, (Sizi orospular, dayılarımın aldığı karılara bak be, bunların ikisi de orospunun önde gideni!) dedim. Üzerime alt eşofman ve bir tişört giyip çıktım odadan. Kezban hemen telefondaki gibi, “Tarkan sen keyfine bak, ben şu halıyı yıkayayım terasta, hava çok güzel.” dedi. Ben “Tamam.” dedim. Ne yapacak orospu diye beklemeye başladım. Kezbam halıyı aldı, hortumu çekti terasa, odaya gitti üzerine kısa bir tayt, bir de memeleri gözüken bol bir tişört giydi geldi. Ben TV’yi açtım, kanepeye uzandım, Kezban da tam çaprazımda, terasın kapısı açık, bana memelerini gösterecek şekilde başladı halıyı yıkamaya…

 

 

Orospu halı mı yıkıyor, yoksa karşımda erotik duş mu yapıyor anlamadım. Suyu halıya tutarken, biraz da üstüne başına tutuyordu. Üzeri ıslandı hemen, Kezbanın memeleri, amı götü belli oluyordu. Dikkat edince sütyen takmadığı ve altına tanga giydiğini de görmüştüm. O manzarayı görünce benim sikim aynen kalktı tabii, altımda da eşofman olduğundan, dimdik oldu. Çaktırmadan baktım, Kezban göz ucuyla benim sikime bakıyor. Ben de iyice görsün diye, eşofmanın önünü elimle düzelttim, tam bir çadır kurdum. Birden seslendi, “Tarkan, bir yardım et, şu halıyı kaldıralım.” dedi. Ama gözü benim sikimde…

 

 

“Tamam.” dedim, ayağa kalktım, sikim önümde çadır gibi, gittim yanına. Kezban öne eğilmiş, memelerinin yarısı dışarıda, halıyı hafif kaldırmış bekliyor. Arkasına geçtim halıya yardım bahanesiyle dayadım sikimi ıslak taytından götünün yarığına. Halı da ıslanınca bayağı ağırlaşmış. Yan yapalım, dik yapalım derken, ben yarağımı bunun götüne aşağı yukarı zorlamaya başladım. Kezban birden halıyı bıraktı yere, “Böyle olmaz, ben halıyı kucağıma alayım, sen arkadan destekle, kollarımın yanından kaldır, terasın duvarına asalım!” dedi. Aslında ben halıyı tek başıma asarım, ama ibneliğine, “Tamam.” dedim. Kezban benim yardımımla kucağına aldı halıyı, yukarı kaldırırken halıyı, ben kollarına alttan yardım bahanesiyle memelerini alttan bastırmaya başladım. Ben numaradan gücüm yetmiyormuş gibi yapıp, arkadan yarağımı dayıyor, önden memelerini sıkıştırıyordum. Sanki ayakta sevişiyorduk.

 

 

Birden Kezban halıyı bırakıp sikimi eşofmanın üzerinden yakaladı. Bende de film koptu, bunu kendime çevirdiğim gibi yapıştım dudaklarına. Memelerini tamamen açığa çıkarttım, nasıl emip yalıyorum ama. Kezban da benim yarağımı nasıl sıktıra sıktıra 31 çektiriyor, “Dayında keşke bunun yarısı olsa…” diyerek. Bunun taytını tangasıyla birlikte sıyırıp, amına indim, o nasıl bir am öyle, ince bir çizgi. Dilimle am dudaklarını ayırınca, am deliğinin neredeyse yok denilecek kadar küçük olduğunu gördüm. Mis gibi kokuyordu. Dilimle amının deliğine girmeye çalıştım. Kezban birden titremeye, kafamı amına bastırmaya başladı. Şiddetli bir şekilde orgazm oluyordu. Ben de neredeyse boşalacaktım…

 

 

Kezbanın önünde doğruldum ve sikimin tamamını gösterince başladı kemirmeye. Benim sikim kızın elinde kürek sapı gibi duruyordu, iki eliyle bana 31 çektiriyordu. Ağzına sokmaya falan çalışırken, ben “Boşalacağım!” dedim ve tazyikle fışkırtmaya başladım. Kızın ağzı, yüzü, saçları, memeleri, halı, teras duvarı hep döl oldu. Ama, boşalmam bitmiyordu. Kezban hayretle sikime bakıyordu, “Bu ne bee? Terkos suyu mu bu?” dedi. Açık havada da sevişmek ayrı güzel oluyormuş. Nasıl olsa bizi kimse göremezdi, hem bina yüksek, hem de terasın duvarları yüksekti.

 

 

Ben boşalmama rağmen sikim kazık gibi duruyordu. Ben bunu terastaki koltuğun üzerine yüzüstü yatırdım, arkasına geçip sikimi dayadım amının deliğine. Amının heryeri vıcık vıcık olmasına rağmen, ittirdim sikimi ama kafası bile girmedi. Kezban da çığlık atar gibi olunca, ben yarağı buna sokana kadar bütün mahalleyi toplar başımıza diye korktum. Kezbanı kucağıma aldığım gibi içeri götürdüm. Kapıyı pencereyi kapatıp, bunu önüme dört ayak domalttım, arkadan amına tekrar zorladım. Bu sefer yarağımın kafası girdi, ama Kezban nasıl bağırıyor. Tekrar itince dibini buldum bu sefer. Ama Kezban altımda kıvranarak, önünde duran koltuğun minderini ısırdı ve ayı gibi böğürdü…

 

 

Başladım ben yavaş yavaş pompalamaya. Ama ben soktukça Kezban altımda çılgınlar gibi kıvranıyordu. Amı yarağımın çapına alışınca başladı, “Hızlı… Daha hızlı sok!” demeye. Ben de, “Bak hele orospuya, içine zor aldı, bir de hızlı istiyor!” diyerek hızlanınca, 1 dakika geçmeden bu yine başladı titremeye, kıvranmaya. Orgazm oluyordu yine. Boşalması bitince bunu kendime çevirdim, öpmeye, yalamaya başladım. Bir yandan da yavaş yavaş amına sokmaya başladım yine. Birbirimize sarılarak, öpüşerek sikişiyorduk. Ama ben nasıl sokuyorum buna. 4-5 dakika sonra Kezban yine orgazm olmaya başlayınca, ben de aynı anda içine öyle bir fışkırmaya başladım ki, sanki biraz önce musluk gibi boşalan ben değilim. Öylece birbirimize sarılarak yığılıp kaldık. Ter içinde kalmıştık ikimiz de.

 

 

Sonra konuşmaya başladık. Kezbana dayımın fotoğrafını ilk gösterdiklerinde, ben de varmışım o fotoğrafta ve damadın ben olduğumu sanmış, çok sevinmiş. Ama sonra dayıma istediklerini anlayınca içi burkulmuş. İstanbula gelmek te tesellisi olmuş. Ben birşey demeden banyoya gittim ve yıkanıp çıktım, giyindiğim odaya girdim. Kezban yine telefona sarılmıştı hemen. Ben yine paralel telefonu kaldırdım. Tahmin ettiğim gibi Fatma yengemle konuşuyordu, “Abla, yaptık.” dedi. Fatma yengem de, “Ne çabuk kız? Hele anlat!” dedi. “Abla dayanamadım, halıyı bırakıp sikini tuttum. Ama o da en az benim kadar istekliydi. Abla inanırmısın muhteşem sikiyor! Sikmeden önce amımı bile yaladı!” dedi…

 

 

Fatma yengem de, “Kız birşey soracağım, yarağı nasıl? Büyük mü?” dedi. “Abla hani bizde hamur açtığımız küçük merdane var ya, onun gibi kalın, boyu da el bileğimden neredeyse dirseğime kadar valla!” dedi. Fatma yengem, “Deme yaa! Ah keşke beni de sikse, benim de amım şöyle bir bayram yapsa! Bana bak, kız sen nasıl aldın o daracık amına?” dedi. “Bir de bana sor abla, bozuntuya vermedim, ama neredeyse bayılacaktım ilk girerken!” dedi. Fatma yengem, “Dayısına söyleyeceğim, bize çağırsın onu, bu sefer de ben siktirecem kendimi!” dedi. Kezban, “Mutlaka tadına bak abla!” dedi. Fatma yengem, “Nerede şimdi senin sikici?” dedi. “Öbür odada giyiniyor abla.” dedi. Fatma yengem, “Aman dikkat et, kocan anlamasın, gerçi kocan akşam gelene kadar daha çok vakit var, daha sikişirsiniz siz!” dedi. “Bırakırmıyım abla, gelsin hemen atlayacağım kucağına!” dedi. Fatma yengem, “Hadi kapa telefonu, anlamasın konuştuğumuzu. Haa, dikkat et yırtmasın amını!” dedi. Gülüştüler ve telefonu kapattılar.

 

Ben odadan çıktım, Kezban telefonda Fatma yengeme dediği gibi atladı üstüme. Akşam dayım gelene kadar çatır çatır siktim Kezbanı. Akşam dayım gelince, sohbet muhabbet derken, dayım demesin mi, “Abimle konuştuk bugün, senin geldiğini söyledim, abim de Fatma yengem de seni çok özlemişler, yarın birgün onlara da bir uğra, uğramazsan ayıp olur oğlum!” dedi. İçimden, (Fatma yengemin neyi özlediğini çok iyi biliyorum, o orospu da azmış!) dedim. “Tamam dayı, bu hafta onlara da bir uğrarım!” dedim. Ertesi sabah dayımla beraber evden çıktım ve o günden beri gitmedim onlara birdaha.