Sex Hikayeleri

1 sene önce - Admin Ekledi - 732 Kez Okundu

Çocuğumuz Olmuyordu Kaynanam Yardımcı Oldu

Çocuğumuz Olmuyordu Kaynanam Yardımcı Oldu

Merhaba, ben İstanbul’dan Kerem. 27 yaşındayım ve 3 yıllık evliyim. Devlet memuru bir makine mühendisiyim. Eşim Canan benden 4 yaş küçük. Evlendiğimiz günden itibaren eşimle çocuk yapmak için uğraşıyoruz, ancak eşimin ergenliğinden beri varolan yumurtlama probleminden ötürü birtürlü başarılı olamıyorduk. İki yıl denedikten sonra artık tıbbi yardım almaya başladık. Ama bu da derdimize derman olmadı. Eşim bu yüzden bunalımlara girdi, ben de elaleme rezil olacağız, hatta olduk diye çok korkuyordum.

Birgün bir aile dostumuz bize taşıyıcı annelikten söz etti. Çocuğu başkası doğuracaktı, ama yasal annesi eşim olacaktı. Son çare olarak başka bir seçeneğimiz yok gibi gözüküyordu. Üstelik taşıyıcı annelik ülkemizde yasaktı. Biraz araştırdıktan sonra Gürcistan’da bu için yapıldığını öğrendik. Aile meclisini topladık. Kayınpederim ve kaynanam ayrı yaşıyorlardı, ama bu mevzuyu konuşmak üzere onlar da katıldı bize. Kayınçom ve benim annem ve babam da vardı. En sonunda herkes taşın altına elini koydu ve Gürcistan’da bu işi halletmeye karar verdik. İçim rahatlamıştı bu sefer.

Ancak birkaç gün sonra, eşim tadımızı kaçıracak birşey daha attı ortaya, “Ya oradaki kadınlarda hastalık varsa, çocuğum hasta olursa?” dedi. Mantıklıydı, çünkü Gürcistan’da seks turizmi yaygındı ve çocuğumuzu bu konuda riske atmak doğru olmazdı. Eşim yine bunalımlara girdi, ağlamaya başladı sürekli. Aynı gün kaynanam Handan geldi. Eşimin ağlamaktan şişmiş gözlerini görünce sordu. Eşim de anlattı ve “Bize güvenebileceğimiz bir taşıyıcı anne lazım!” dedi. Düşündük taşındık, ama kimseyi bulamadık. Bulsak da, kim bize yardım ederdi ki böyle bir konuda…

Ertesi gün akşam yine kara kara düşünürken, eşimin telefonu çaldı. Arayan kaynanamdı. Eşimden telefonun sesini hoparlöre vermesini istedi. “Çocuklarım, bu söylediklerim aramızda kalacak. Benimki sadece bir teklif. Düşünün taşının, ama ben sizlerin mutluluğu için böyle bir fedakarlık yapmak istiyorum!” dedi. Biz eşimle birbirimize bakarak donduk kaldık. Eşim, “Olmaz anne öyle birşey!” diyerek kapadı telefonu.

Birkaç gün sonra, işten geldiğimde eşim yine konuyu açtı, “Ne dersin Kerem, annem olur mu?” dedi. Belli ki kaynanamla tekrar konuşmuştu. Ben sinirlenmiştim, “Nasıl olacak Canan? Elaleme ne diyeceğiz? 40 yaşında kaynanam hamile kaldı mı diyeceğiz? dedim. Eşim, “Annem 40 değil, 38 yaşında kerem ve birçok kadın bu yaşında hamile kalabiliyor. Kadın bizim için fedakarlık yapmak istiyor, anlasana!” dedi. “İyi peki. Çocuğu annenin doğurduğunu gören eşe dosta, hayır bu bizim çocuğumuz mu diyeceğiz?” dedim.

“Annem onu da düşünmüş. Sen tayinini isteyeceksin. İstanbul’dan başka bir şehire taşınacağız. Bir-iki sene başka şehirde yaşayıp, bu işi halledip tekrar döneceğiz İstanbul’a, hem de çocuğumuzla beraber!” diye cevap verdi eşim. Mantıksız değildi aslında, ama tayin mayin işi zor işlerdi. “Peki baban ne diyecek bu işe?” diye sordum. “Babamın da, senin ailenin de bu işten haberi olmayacak. Gürcistan’daki herhangi bir taşıyıcı anneden olduğunu söyleyeceğiz çocuğun!” dedi Canan.

Eşimin ve kaynanamın baskıları neticesinde kabul etmek zorunda kaldım bu işi. Tayin için de başvurdum. Bir ay içinde Kayseri’ye tayinim çıktı. İkinci ay Kayseri’ye taşınmıştık bile. Bu arada bir arkadaşım, bir tanıdığı vasıtasıyla Gürcistan’da bize yardımcı olacak kişiyi de organize etti. Tarih belirlenince işyerimden senelik izin alarak Gürcistan’a uçtuk, eşim ve kaynanamla birlikte…

Arkadaşımın Gürcistan’daki bağlantısı bizi karşıladı. Konuştuk, anlaştık. Bizden istediği 15.000 Euro parayı da peşin olarak verdik. Yarın arayacağını söyleyerek gitti adam. Biz otelimize yerleştik. Ertesi gün gözümüz telefonda bekledik, ama aramadı. Sonraki gün yine haber yok. İyice tedirgin olmuştuk. Adam benim aramalarıma da cevap vermiyordu. Israrlı aramalarımdan sonra, en sonunda gecenin bir saatinde açtı ve “Arama lan beni bir daha gavat!” dedi ve suratıma kapadı telefonu. Dolandırılmıştık. Bugüne kadar çok para harcamıştık çocuk için, ama dolandırılmak koymuştu bana. Eşim krize girdi. O gece tuvaletten gelen sesle uyandım. Gidip bakmak istedim, kapı kilitliydi. Eşim ses vermiyordu.

Kaynanamı uyandırdım yan odadan. Eşim kaynanama da ses vermeyince, kapıyı kırıp içeri girdim. Eşimin baygın halde yerde yattığını ve bir kutu ilaç içtiğini görünce, elim ayağıma dolaştı. Hemen otel görevlilerine haber verdik, ambulans istedik. Ambulans geldi, apar topar hastaneye gittik. Korkudan ağlıyorum. Eşime bir şey olursa ben de ölürdüm. Para pul, çocuk falan umurumda değildi. Doktor, eşimin midesini yıkadıklarını, komada olduğunu, şimdilik beklemekten başka bir şey yapamayacağımızı söyledi. O gece uyanmadı Canan.

Ertesi gün gözlerini açtı şükür, ama yine ağlamaktan başka birşey yapmadı. Sakinleştirici ile bu sefer doktorlar uyutmak zorunda kaldılar. Kaynanam o akşam, “Kerem kalk otele gidiyoruz!” dedi. “Noldu anne?” dememe bırakmadı, “Kalk bu işi çözeceğiz!” dedi. Taksiye binip otele geldik. Takside konuşamadığımız için odaya çıkmayı bekledim. İkimiz de tedirgindik. Odaya çıkınca, “Anne ne yapacağız? dedim. “Buraya neden geldiysek onu yapacağız!” dedi kaynanam. “Anlamadım anne?” dedim. “Anlamayacak bişey yok Kerem. Bu memlekete çocuk sahibi olmak için, beni hamile bırakmak için geldik. Şimdi beni hamile bırakacaksın!” dedi.

Ben afallamıştım, “Nasıl olur anne, nasıl yapacağız?” diye sordum aptalca. “Kerem! Bak oğlum! Kızımın hayatı ve sizin evliliğiniz tehlikede. Siz benim evladımsınız. Bir fedakarlık yapacağımı söyledim, işler sarpa sardı. Şimdi bu durumu düzeltebiliriz!” dedi. “Anne nasıl olacak, nasıl spermlerimi aktaracağım sana, anlamadım?” dedim yine safça. Kaynanam, “Oğlum vaktimiz yok. Kimseye de güvenemeyiz artık burada. Dünyadaki 6 milyar insan nasıl yapıyorsa, biz de öyle yapacağız bu işi!” diye cevap verdi. “Anne olur mu öyle şey! Sen benim annemsin! Hem Canan’a ne diyeceğiz?” dedim telaşla. “Canan birkaç gün daha hastanede kalır. Kalmasa da doktorlardan rica ederiz, uyuturlar bir iki gün daha. Biz de bu arada işi hallettik deriz!” diye beni ikna etmeye çalıştı kaynanam.

Elimde fazla bir seçenek yoktu. Bir amaç için yola çıkmıştık ve başımıza bir sürü talihsizlik gelmişti. Bu işi burada çözüp dönmek lazımdı Türkiye’ye. İster istemez kabul ettim. “Peki nasıl yapacağız anne? Ben çok utanırım!” dedim. Kaynanam, “Oğlum utanacak bir şey yok. Burada zevkimiz için bir şey yapmıyoruz! Beni Canan olarak düşün!” dedi. Hakikaten de eşim annesine benzer. “Tamam anne, ama nolur kılığını tipini değiştir, yoksa yapamam ben!” dedim. “O zaman sen bir iki saat bekle otelde, ben ufak bir alışveriş yapıp geleyim!” dedi kaynanam ve gitti.

Bir saati biraz geçen bir vakitte elinde küçük paketlerle geldi ve “Tamam, şimdi hazırlanırım! Sen de duşunu al Kerem!” dedi ve odasına geçti. Banyoya girdim, duşumu alıp çıktım. Havluyla kurulanırken, “Kerem gel hadi oğlum!” diye aradı dahili telefondan. Bornozla gittim odasına. Kapıyı açtım, oda kapkaranlıktı. El yordamıyla yatağı bulup, bornozu çıkardım ve hemen yatağa girdim. Ama yatak boştu. Az sonra ışık açıldı. O da ne! Kaynanam saçlarını tepede topuz yapmış, çok güzel ve değişik bir makyaj yapmış, üzerinde siyah jartiyerli bir takımla, karşımda bir afet gibi duruyordu. Memeleri taş gibi gözüküyordu ve sütyen ancak yarısını kapatabiliyordu. Altındaki tül külot da çok sexydi. Çok farklı bir kadın olmuştu.

Kaynanam utangaç bir sesle, “Nasıl, değişik biri olmuşmuyum Kerem?” dedi. Ben müthiş etkilenmiş, karşımdakinin kaynanam olduğunu unutmuştum bile. “Olmuşsun anne, çok güzel olmuşsun!” dedim. Kaynanam ışığı kapadı ve yatak başındaki ışıkları yakıp yanıma uzandı. “Bu gece ‘Anne’ demek yok!” dedi ve elini sikime attı. “Sadece o işi yapacağız değil mi anne?” dedim. Bir çimdik attı, “Anne yok dedim sana! Ne istiyorsan yapabilirsin, farz et ki bir kaçamak yapıyorsun oğlum!” dedi. Ben de, “Bu gece ‘Oğlum’ da yok o zaman!” dedim ve hemen öpüşmeye başladık. Kaynanam mis gibi kokuyordu. Sütyeni sıyırıp, memelerini emmeye başladım. Gerçekten de taş gibiydi kaynanamın vücudu. 38 yaşına gelmesine rağmen kendine çok iyi bakmıştı.

Kaynanam az sonra aşağıya inip sikimi ağzına aldı. “Anne ne yapıyorsun?” deyince sikimi ağzından çıkartıp, ısırır gibi yaptı ve “Anne demek yok dedim sana!” dedi. Adeta bir orospu gibi taşaklarımı avuçlayarak, sikimi emiyordu. Ben sadece içine boşalıp hamile bırakacağımı sanarken, kaynanam yılların acısını çıkarır gibi sevişiyordu benimle. Az sonra boşalacağımı anladım, “Anne dur, geliyorum!” dedim kasılarak. Sikimi ağzından çıkarıp, “Bak halen ‘Anne’ diyorsun!” dedi ve tekrar ağzına aldı. Ben kendimi çekmeye çalışırken, o daha bir sabitledi sikimi ağzında ve eme eme ağzına boşalmamı sağladı. Hayatımdaki en muhteşem boşalmayı yaşamıştım.

“Anne harikasın, ama neden böyle yaptın, hani hamile bırakacaktım seni?” dedim. “Bırakırsın Kerem, daha gece uzun!” dedi ve 69 pozisyonunda üstüme çıktı. Külodu jartiyerin üstüne giymişti, sıyırıp çıkardım. Kaynanamın amını götünü dillemeye başladım. Dilimi göt deliğinde gezdirmeye başlayınca, “Ohhh, oğlum harikasın!” diye inledi. Ben de poposunu ısırarak, “Oğlum demek yoktu hani!” dedim ve yalamaya devam ettim. Dilimi göt deliğine sokup çıkarmaya başladığımda, “Oaaaawww, Kerem ne diyeyim sana, müthişsin!” dedi kaynanam. “Erkeğim de bana Handan, ‘Oğlum’ deme!” dedim…

Az sonra kaynanam dönüp kucağıma geldi ve sikimin üzerine oturmaya başladı. Alev gibi yanan amına yavaş yavaş alıyordu sikimi. İçine girdikçe, “Ohhh Kerem, erkeğim benim, sikin çok büyük!” diye inliyordu. Otura kalka köküne kadar aldı sikimi. Biraz öyle kaldıktan sonra sikimin üzerinde zıplamaya başladı. Başına kadar kalkıp, tekrar oturuyordu. Çok geçmeden iyice hızlandırmıştı hareketlerini. Terlemiştik iyice. Kaynanam hopladıkça ‘Şap, şap, şap! diye ses çıkıyordu…

Daha sonra kaynanamı üzerimden alıp domalttım. Arkasına geçip, iki elimle götünün yanaklarını ayırınca, mükemmel göt deliği kabak gibi ortaya çıkmıştı. Dilimle tekrar muamele yapmaya başladım. O sırada, “Oğlum hep dilini mi sokacaksın oraya?” diye inledi. Ben şaşırmıştım, demek götten de sikmemi istiyordu kaynanam. Doğruldum, sikimin başını dayadım ve ittirmeye başladım götünün deliğine. Başı kolay girdi, ama biraz yüklenince, “Ahhh!” diye inledi kaynanam. Sikimi geri çekip, tükürükleyip bir daha yüklendim. Bu sefer daha da ilerledim. Kaynanamdan, “Aaaoohhh!” diye bir inleme geldi bu sefer. Biraz çekip, tekrar yüklendiğimde artık sikim köküne kadar kaynanamın götüne girmişti. Kaynanam bir çığlık attı ve “Oğlum ne yaptınnnn, müthişsinnn!” diye inledi. Bunu duyunca ben gidip gelmeye başladım ve “Sen ‘Oğlum’ demekten vazgeçmeyeceksin demek ki! Tamam, devam et, ‘Oğlum’ de bana! ‘Oğlum’ deee!” diyerek kaynanamın götüne hızlı hızlı pompalamaya başladım.

Kaynanam altımda çıldırmıştı. Yüzünü tamamen yatağa baştırmış, çarşafları sıkıyordu. “Ohhh! Sik beni oğlummm! Daha sert bas, aslan oğlummm!” diye inliyordu. Ben de ellerini arkada kelepçe yaptım ve sikimi iyice çıkarıp tekrar girmeye başladım kaynanamın götüne. “Ohhh, annem benim, harika götün var, süpersinnn!” diyerek köklüyordum… Bir müddet sonra yine boşalacağımı anladım ve “Anne geleceğim!” diyerek durdum. “Devam et oğlum, durma, götüme boşal!” dedi. Ben yeninden kökledim götüne ve birkaç kez daha pompalayıp, kaynanama kitlenerek götünün derinliklerine boşaldım… Boşalmam bittikten sonra, “Anne mükemmel bir kadınsın!” dedim. “Sen de harikasın oğlum, hiç böyle bir zevk aldığımı hatırlamıyorum!” dedi. Yatakta uzanırken, “Ee, bu da boşa gitti anne!” dedim gülerek. Kaynanam elini taşaklarıma attı ve “Hiç önemli değil aslanım, sen de bu sik varken daha çok şansımız var!” dedi.

Biraz dinlenip kalktık. Minibarda Bira, Vodka, Viski falan ne varsa içtik. Sonra kaynanam karşımda sexy bir şekilde dans etmeye başladı. Tanrım, çok güzel bir kadındı. Yani para versen böylesini sikemezsin. Az sonra yine kucağımdaydı. Memelerini ağzıma verdi. Emmeye doyamıyordum. Bacak arama indi, sikimi göğüslerinin arasına alıp memeleriyle mastürbasyon yapmaya başladı bana. Sikim yine dikelmişti. Ama kaynanam gülerek, “Götümden döllerin akıyor, ben bir duş alayım!” deyip kalktı ve banyoya gitti. Duşunu aldıktan sonra kapıdan, “Hadi banyoya erkeğim!” diyerek bir göz kırptı. O göz kırpması beni tekrar azdırmaya yetti. Peşinden azgın bir boğa gibi girdim banyoya.

Kaynanam jartiyeriyle suyun altındaydı. Hemen ben de küvete girip, kaynanamı yüzüstü duvara yasladım ve götünün yarığına kafamı gömdüm. Her yerini yalamaya başladım tekrar. Sonra uzun uzun öpüştük, dillerimiz birbirine dolanıyordu. Daha sonra kaynanam benim taşaklarım dahil her yerimi yalamaya başladı. Taşaklarımın hepsini ağzına almaya çalışıyordu. Sikimi de gırtlağına kadar sokup çıkarıyordu. Mür müddet sonra doğrulup, kulağıma yaklaştı ve “Hadi erkeğim, şimdi zamanı geldi!” dedi. Ben ayağa kalktım ve kaynanamın arkasına geçtim. Ve arkadan amına girdim. Hızlı hızlı sikmeye başladım. Suyun da etkisiyle ‘Şap, şap, şap!’ ses çıkıyordu her vuruşta. Kaynanam da ben vurdukça, “Erkeğim, aslan oğlum, sik anneni, daha sert, hadi koçum benim!” diye inliyordu…

Daha sonra kaynanamı döndürdüm. Duvara sırtını yaslayıp, ayakta amına girdim tekrar ve sikmeye devam ettim. Kaynanam boynuma dolandı. Ben bastıkça inliyordu. Sonra bacaklarını belime doladı. Ben de alttan ellerimi kalçalarına attım, ayakta kucakladım kaynanamı ve amına girip çıkmaya devam ettim. Kaynanam kucağımda çığlık çığlığaydı. “Hadi oğlum, karını siker gibi sik anneni, karını döller gibi dölle anneni, aslan erkeğim benim!” diye inlerken, ben de hareketlerimi hızlandırdım. Az sonra ellerimi bacaklarının altından geçirerek bacaklarını iyice ayırdım ve kollarını tuttum. Amına daha hızlı pompalamaya başladım. Ve sonrasında çığlık çığlığa kaynanamın amcığına tüm spermlerimi fışkırttım. Kaynanam, “Ooaaahhh erkeğim, aslan oğlum benimmm!” diyerek inledi. Kucağımda sikilmekten ve çığlık atmaktan bitap düşmüştü, kollarıma yığıldı kaldı.

Küvetten çıkarıp, kuruladıktan sonra yatağa yatırdım kaynanamı. Kaynanam, “Harikasın oğlum, resmen işimi bitirdin!” diyerek uykuya geçti. Ben de yorulmuştum, ben de kurulanıp, yanına yattım. Tam uykuya dalmıştım ki, hatta biraz uyumuş da olabilirim, elim kaynanamın götüne değdi. Taş gibi götü hissedince sikim yine kazık gibi oldu. Doğrulup, yüzüstü yatan kaynanamın göt deliğini yalamaya başladım yine. Kaynanamın götüne doyamıyordum. Kaynanam sızmış bir şekilde yatarken, göbeğinin altına yastık koyup, bir kez daha götünü sikmeye başladım…

Yine götüne boşalacaktım ki, kaynanam, “Ağzıma istiyorum oğlum!” diye inledi. Ben şaşırmıştım. Hiç hareket etmemişti ben götünü sikerken, ama demek ki uyanıktı ve hareketlerimden, hırlamalarımdan boşalacağımı anlamıştı. Sırtüstü çevirdim ve sikimi ağzına yaklaştırdım. Hemen ağzını açtı. Ben de 31 çekerek ağzına boşaldım kaynanamın. Bütün spermlerimi yuttu. Dudaklarına bulaşanları da diliyle ağzına aldı…

Ertesi sabah çok mutlu uyandık. Hastaneye sabah erkenden gittik ve eşime mutlu haberi verdik. Eşim nasıl olduğunu sorduğunda, hastanede başka biriyle tanıştığımızı, onun yardımcı olduğunu, kendisinden aldığımız yumurta hücreleriyle benim sperm hücrelerimi kaynanamın rahmine yerleştirdiğimizi, bu sayede işi başardığımızı anlattık. Eşim çok mutlu oldu ve o gün taburcu oldu. İki gün daha kaldık Gürcistan’da, gezdik, dolaştık biraz. Kaynanamla kaçamak bakışlar atıyorduk birbirimize arada. Ardından Türkiye’ye döndük…

Kayseri’ye de hemen alıştık. Büyük bir şehirdi burası da. Eşime de, çalıştığımız firmalardan birinde Cumartesi günleri de mesaisi olan bir muhasebe işi buldum. O ilk cumartesi günüydü. Rüyamda birisi sikimi yalıyordu. Az sonra uyandım. Rüya değildi, odamdaydım. Demek ki eşim yalıyordu sikimi. Derken bir baktım ki kaynanam, yine o geceki jartiyerli takımını giymiş, yine harika bir makyaj yapmış, sikimi emiyordu. “Anne ne yapıyorsun?” dedim kendimi çekerek. “Bir şey yapmıyorum oğlum. Sadece o geceyi unutamıyorum. Ne var anneni bir kere daha doyursan! Birkaç aya karnım şişer zaten, günleri değerlendirelim bence!” diyerek tekrar sikime yumuldu. Benden günah gitmişti. Kaynanamı o gün eşim gelene kadar evire çevire, amdan götten siktim. Akşam götünün üzerine oturamayacak haldeydi, ama memnundu…

O yılı Kayseri’de geçirdik. Kaynanam bize bir kız çocuğu doğurdu, adını Eda koyduk. Çok tatlı bir bebekti. 3-4 ay sonra İstanbul’a tekrar tayinimi aldırabildim. Kimse bir şey anlamadan bu işi halletmenin verdiği gurur, kaynanamı sikmiş olmanın verdiği mutlulukla döndük mahallemize tekrar. Kaynanam da bir üst katımızdaki evine yerleşti. Kaynanam doğumdan önce biraz zayıf bir kadındı, hamilelikte aldığı kiloları da hızlıca verdi. Ama önceki gibi zayıf değildi artık. Bu sefer tam bir afete dönüştü. Eşim de çalıştığı için Eda’ya kaynanam bakıyor. Yani Eda’nın da öz annesi, kendi kızının bakıcılığını yapıyor. Bazen işten erken çıktığımda Eda’yı almaya ben çıkıyorum kaynanamın yanına. Eda’yı almadan önce bir posta sikiyor, sonra Eda’yı alıyorum. Bazen de işten geldiğimde kaynanam bizim evde oluyor. Eşim daha gelmemişse, o gelene kadar kaynanamı doyuruyorum. Bazen o kadar azgın oluyoruz ki, Eda ağlasa da bakmıyor, sikişmeye devam ediyoruz… Bir sene sonra kaynanam bir kere daha hamile kaldı, ama onu eşime hissettirmeden aldırdık…

Aradan yıllar geçti, Eda bu sene anaokuluna başladı. Kaynanam da 45 yaşına geldi, ama halen bir afet. Hatta halen eşimden daha güzel. Ve halen eşim işteyken ve Eda okuldayken sikiyorum kaynanamı. Cumartesi günleri eşim çalışıyor, ama Eda’nın okulu yok. Uyuduğu zaman rahat rahat sikişiyoruz. Uyanıkken de televizyonda ona bir çizgi film takıp, kaynanamla evin değişik yerlerinde sikişmeye devam ediyoruz. Bazen kaynanam Eda’ya yemek yedirirken, arkasına geçip sikiyorum kaynanamı. Bazen kaynanam mutfakta yemek hazırlarken arkasına geçip eteğini sıyırıp sikiyorum hemen. Bazen de kaynanam Eda’yı kucağına alıyor, ben de kaynanamı kucağıma alıp sikiyorum. Bazen üçümüz evcilik oynuyoruz, Eda dışarda kalıyor, ben kaynanamla çadıra girip ağzına veriyorum. Bazen de doktorculuk oynuyoruz, Eda kaynanamın annesi oluyor, ben doktor oluyorum, kaynanam da hasta. Tabi her seferinde hastaya iğne yapıyorum 😉

Bir keresinde az kalsın eşime yakalanıyorduk. Bizim evdeydik, Eda odasında oynarken, ben kaynanamı salonda kanepenin kolçağına domaltmış götünden sikiyordum. Tam kaynanamın götüne boşalmıştım ki, kaynanamın telefonu çaldı. Arayan eşimdi. “Anne kapıyı çalıyorum neden açmıyorsun?” dedi. Kaynanam telaşla, “Kızım alt kattayız, buraya gel!” dedi. Hemen toparlandık, üstümüzü başımızı düzelttik. Ben Eda’yla oyun oynuyormuşum gibi yaptım, kaynanam da mutfaktaymış gibi yaptı. Eşim gelince birşey anlamadı, ama ben kaynanamın eteğinin altından bacağından sızan spermlerimi gördüm ve hemen kaynanamı uyardım. Kaynanam da gözlüğünü almak bahanesiyle yukarı çıkıp temizlendi…

Cumartesi günleri halen benim için en güzel gün. Eşime yakalanmadığımız sürece kaynanamı sikmeye devam edeceğim!