Sex Hikayeleri

2 sene önce - Admin Ekledi - 1228 Kez Okundu

Bir Günde Kendimi Kimlere Siktirdim

Bir Günde Kendimi Kimlere Siktirdim

Mrb arkadaşlar. Ben Tuğçe, 22 yaşındayım, İstanbulda bir üniversitede okuyorum. Baştan söyleyim, sekse çok düşkünüm. Yaşadığım heycanlı sikişmeleri, burda benim gibi sekse meraklı olan sizlerle paylaşmak düşüncesi açıkçası beni tahrik ediyor. Aynı zamanda yaşadığım inanılmaz anları burda kalıcı kılmak, defalarca okumak ve okurken de tekrar tekrar orgazm olmak istiyorum. Dilerim siz de hikayemi okurken defalarca boşalırsınız!

Yakınlarım beni çok tatlı olarak tanımlarlar. Çoğuna göre ben erkeklerin bir içim su diye tabir ettikleri kızlardanım. Esmerim, gözlerim de kahverengidir. Kalçalarım nefis diriliktedir. Bacaklarımın çok hoş olduğunu erkek arkadaşlarım itiraf etmişlerdi. Göğüslerim de yeterince dolgundur. Zaten bu halimden ve aşifteliğimden Lisede de birkaç yaramazlığım olmuştu.

Hikayem geçen sene Mayıs ayında geçiyor. Okuduğum üniversitenin bahar şenlikleri başlamıştı. Bir akşam arkadaşlarla okuldaki bir konsere gidecektik. O gün tüm vaktimi hazırlanmayla geçirdim. Biz kızlar böyle fırsatları kaçırmayız ve hem erkeklerin bakışlarını çekmek, hemde diğer kızları kıskandırmak için, süslenir püslenir, açılır saçılırız. Ben de o gün tek parça, dizimin 5-6 parmak üstünde biten hafif göğüs dekolteli turuncu elbisemi giymiştim. Siyah parlak çoraplarımla birlikte ayağıma Babetlerimi giymiştim. Bordo rengi iç çamaşırlarımla kendimi süper hissediyordum.

Otobüse bindiğimde şanslıydım ki, oturacak yer bulmuştum. Orta kapının hizasındaki boşluğun hemen bitişiğinde, sol taraftaydım. Yanımda bir kadın oturuyordu. Otobüse binen herkes beni görebiliyordu. Elbisemin yapısından dolayı oturunca eteğim baldırlarımın yukarısına kadar çıkmıştı. Açıkçası günümdeydim ve umrumda değildi, bacaklarımı kapatmadım. Hemen önümde, ayakta, 40 yaşlarında bir adam beni süzüyordu. Çok yakışıklı, ama biraz paspal biriydi. Ruhumdaki fahişe ortaya çıkmıştı, bacak bacak üstüne attım ve dışarıyı izlemeye koyuldum. Bacaklarımı salladıkça adam derin derin bacaklarımı baldırlarımı süzüyor ve kimbilir nasıl kuduruyordu…

Bir süre sonra yanımdaki bayan kalktı ve direk adam yanıma oturdu. Biraz iri yapılı olduğundan ve eminim bacaklarımın nefis görüntüsünden dolayı, bana çok yakın oturdu, ama temas etmiyordu. Ben bacaklarımı sallamaya devam ediyordum. Bacak bacak üstüne attığımdan ve bacaklarımı salladığımdan dolayı eteğim de hareketleniyor ve nefis bir görüntü oluşturuyordu. Bir süre sonra otobüs kalabalıklaşınca sıcakladım. Önümdeki pencereyi açmak için ayağa kalkıp, önümdeki tutunma demirinin üzerinden eğildim ve camı ittirdim. Yerime oturduğumda sağ bacağım adamın sol bacağına resmen yapıştı. Demek ki ben ayağa kalktığımda benim tarafıma iyice kaymıştı. Gerçekten bunu beklemiyordum, ama akıllı biriydi. Bana direk bacağını yaslamak yerine resmen ben adamın kucağına oturmuş gibiydim…

Bacak bacak üstüne atıp tekrar sallamaya başladım. Ben salladıkça bacağım adamın bacağına sürtüyordu. Bir süre sonra adam gazete açtı ve okumaya başladı. Ancak sol elini, gazeteyi de tutarak, bacağımın üstüne koymuştu. İnanamıyordum, otobüs gibi halka açık bir yerde herifin biri resmen beni taciz ediyordu. Fıstık gibi bir kızın hem bacağına yapışmış, hem de elliyordu. Abartmıştım sanırım. Trafik felaketti. Otobüs okulumun önüne gelince inmek için ayağa kalktım. Adama gülümseyerek, “Pardon!” dedim. Yüzüme baktıktan sonra yerinden kalkmadan, “Buyrun!” dedi ve soluna doğru bacaklarını çekti. Yapacak bir şeyim yoktu. Bu adama daha fazlasını vermeliydim. Ellerimi dirseklerimden hafifçe kaldırarak arkamı da adamın omzuna sürtünerek geçiyordum. Adam da eteğimin altına doğru elini yaklaştırmıştı. Ben geçerken parlak çoraplı taş gibi bacaklarımda elini gezdirdi. Tam o sırada otobüs ani bir fren yaptı ve ardından tekrar gaz verdi. Dengem bozulmuş damın kucağına düşmüştüm. Şoför sürekli gaz verip frene bastığından yerimden kalkamıyordum, çünkü yokuştaydık. Adamın popomdaki eli kalçalarımı resmen yoğuruyordu. Sesimi çıkarmadım, ona dönüp, “Pardon… kalkamıyorum!” dedim. “Önemli değil!” dedi. Yaklaşık 3-5 saniye boyunca otobüste elin adamının kucağındaydım ve kıçımı yoğuruyordu. Üstelik elbisemde iyice yukarı çıkmıştı. Yerimden kalkarken adamın malum bölgesinden destek aldım. Siki taş gibi olmuştu. Neyse otobüsten indim. Ama farkedemediğim bir şeyse, otobüsten o adamın da inmesiydi.

Arkadaşlarıma buluştum. Okula girdik. Konserden önce içki içip rahatladık. Grubumuzda erkekler de vardı. Hepsi beni ve diğer kızları süzüyordu. Açıkçası diğer kızlar da süperdi. Ayça mini şort, üstüne yakası bol tişört ve altına parlak çorap, Funda ise incecik bir tayt ve üstüne büstiyer giymişti, götü ortadaydı. Kızlar benden sexylerdi, kıskanmıştım. Erkekleri etkilemek için, erkeklerin yaptıkları esprilere onlara dokunarak gülüyor, yürürken önlerinden gidiyor ve kıvırtıyor, onlar konuşurken parlak rujlu dudaklarımı dilimle ıslatıyordum. Konser öncesi karnımız acıkmıştı. Cafe’de bir masaya oturup yemeklerimizi yiyorduk. Yanıma erkeklerden biri oturmuştu. Ben farkettirmeden bacaklarımı iyice sıyırmıştım, eteğim kalçalarımdaydı. Yemek yemeye başladığımızda yanımdaki erkek bir anda elini bacağıma attı ve okşamaya başladı. Ben tepkisizdim. Masanın altında bacaklarımı okşuyor, beni benden alıyordu ve kimse bunu görmüyordu…

Eli bacaklarımdan yukarıya doğru çıktı ve elini eteğimin içine daldırıp amımı okşamaya başladı. Zaten otobüsten beri ıpıslaktım, bu hareketle resmen akıyordum. Beni yaklaşık iki dakika boyunca okşadı ve hiç çaktırmadı. Bu böyle olmayacaktı. Uzun süredir seks yapmıyordum. Çocuk çok yakışıklıydı ve benim kafam güzeldi. Kendimi hemen orada ona vermeliydim. Ama orospuluğum üzerimdeydi. Bacağımı herkesin önünde kaldırıp çocuğun bacağının üstüne attım. Elini hemen çekti. “Ya Eren dizim çok ağrıyor, sen biraz bana masaj yapsana!” dedim. Herkes bana bakıyordu. Elbisem resmen kıçımdaydı. Pürüzsüz parlak siyah çoraplı bacaklarım ortadaydı. Yanımızdan geçenler dahil tüm erkeklerin gözü bendeydi. Eminim kızlar çatlamıştır. Eren biraz dondu, sonra, “Neresi? Burası mı?” diye dizimin üstünü ovmaya başladı. “Biraz daha yukarısı!” deyince milletin ortasında baldırlarımı ovmaya başladı…

“Hakan sen de omuzlarına masaj yap, çok yoruldum bugün!” dedim. Hakan okul girişinde buluştuğumuzda beni öperken elini kalçama koymuştu. Biraz tadıma bakması hoşuma giderdi. Hakan yerinden kalktı ve tepeme dikilip omuzlarımı ovmaya başladı. Eminim ki, biraz eğik durduğumdan bordo sutyenli göğüslerimi görüyordu. Ortalık yerde daha fazla abartmak istemedim. Aklımda bir hinlik vardı. Elimdeki kolayı sanki Hakan omuzlarımı ovarken beni aşırı sarsmış gibi yaparak üzerime döktüm ve “Ayy naptın Hakan ya? Battı üstüm!” dedim. Kola biraz göğsüme biraz da bacaklarıma dökülmüştü. Yerimden kalktım, eteğim kıçımdaydı, “Ben temizlenmeye gidiyorum!” diye Lavaboların oraya yürümeye başladım. Lavabo kafeye biraz uzaktı. Hakan peşimden koştu, “Dur ben de geleyim, kusura bakma!” dedi. Birlikte Lavabonun önüne gittik…

İçerisi bomboştu. Ben içeri girdim, Hakana da, “Sen burda bekle. Ama ayy çantam orada kaldı. İçinde yedek çorabım vardı. Ara Eren’i getirsin!” dedim. “Tamam!” dedi ve Ereni aradı. Ben içeride elbisemin askılarını indirmiştim, kola sol göğsüme dökülmüştü. Artık vaktiydi, Hakana seslenip, onu boş tuvalete çağırdım! Gelince, “Hakan sen yaptın, sen temizle!” dedim. Hakan gözlerini bacaklarımda ve askıları inmiş elbisemde ve göğüslerimde dolaştırdı ve sadece, “Tamam!” dedi. Ben Lavabonun tezgahına yaslanmış, aynaya bakıyordum. Hakan arkadan elindeki mendille göğsümü siliyordu. Ben biraz daha eğilince oda arkama dayandı. Aynadan birbirimize bakıyorduk. Bir anda popoma abandı, “Seni orospu, kaşınıyorsun demek!” dedi. “Napıyorsun, dur!” dedim, ama sırf onu kudurtmak içindi bu. Bana resmen saldırdı, elbisemi kıçımın üstüne topladığı gibi çorabımı yırttı ve külodumu kenara sıyırdı. Ben kıvranma numarası yapıyordum, “Yapma, hayır!” deyip duruyordum. Bir eliye fermuarını indirirken, diğer eliye göğüslerime dadandı. Sikini tükürükleyip bir hamlede amıma geçirdi ve pompalamaya başladı…

Kudurmuştum. Zevkten kafamı geriye atmıştım. Okuldan bir arkadaşıma üniversite tuvaletinde fıstık gibi bir kıyafetin altındaki amımı siktiriyordum. Aynada göz göze geldik. Zevkten inliyordum. Belimden tutmuş, habire amıma geçiriyordu. Tanrım ne güzel şeydi o an. “Doy orospu, doy!” diyerek hırıltılar çıkarmaya başladığında kendimi sertçe geriye attım. Amımdan çıktı ve dölleri fışkırmaya başladı. Ama dölleri hep gömleğinin üstüne ve eline bulaşmıştı. En azından amımın içini Hakan’ın döllerinden korumuştum. Bana, “Lan orospu ne yaptın, üstüm battı!” dedi. Hiç umursamadım, “Evet orospuyum ve beni çok güzel becerdin, iki kere boşaldım, ama içime tohumlarını bırakmana izin vermem!” dedim kırıtarak. Küfür ederek çıktı. Muhtemelen evine gidecekti, üstünü değiştirmek için. Dönüp aynada kendime baktım, saçım biraz dağılmıştı. Hakan hayvanı dudaklarımı ellemeyip direk amıma yumulduğundan makyajım taptazeydi. Eteğimi kalçamın sadece biraz üstüne indirdim. Amımın üstündeki çorap yırtığı görünmüyordu. Ve Ereni bekledim

Eren gelince kapıyı tıklattı, “Tuğçeciğim ordamısın?” dedi. “Evet Eren, gel içeri!” dedim. Yavaşça kapıyı açıp içeri girdi, “Çantanı getirdim, al!” dedi ve kapıya yöneldi. Hemen, “Eren aslında bana yardım etsen olmaz mı? Çantanın içinde çorap paketi olacak, onu çıkartırsan sevinirim!” dedim. Eren elleri titreyerek çorap peketini aldı ve açmaya koyuldu. Çorap beyaz ve tekliydi. Yani don kısmı bulunmayan çoraplardandı ve puantiyeli (benekliydi). Eren bir çoraba bakıyor, bir bana bakıyordu. Siki taş gibi olmuş, kendini belli ediyordu. “Nasıl yardımcı olmamı istersin?” dedi. Ben de, “Bacaklarımla masada çok güzel avuçlayarak ilgilenmiştin ve sonra da masaj yapmıştın, şimdi de bacaklarımla senin ilgilenmeye devam etmen gerekiyor! Çoraplarımı değiştir! Önce ayakkabılarımı çıkar!” dedim. Eren yere çöktü bacaklarımdan tutarak, daha doğrusu avuçlayarak, ayaklarımdaki Babetlerimi çıkardı. Tam kalkarken götümü görmek için kafasını kaldırdı ve yırtık kısmı gördü. Ama birşey demeden kalktı…

Ben sonra gözlerinin içine bakarak mermer tezgahın üstüne eğildim. Eren yutkunarak, “Çok güzelsin!” dedi. Gülümsedim, “Biliyorum!” dedim. Eren yaklaştı ve eteğimi sıyırdı, götümü okşamaya başladı. Arkadan bana dayadı. “Off Eren!” dedim. Açıkçası Eren beni daha çok tahrik ediyordu. Sonra hareketleri hoyratlaşmaya başladı. Kıçımı sertçe mıncıklıyor, göğüslerimi sıkıyordu. “Yavaş ol!” dedim. O da bana, “Sen sakın konuşma, yalnıza inleyebilirsin!” dedi. Sözünü dinledim ve ona karışmadım. Çoraplarımı paramparça etti, ucuz orospularınki gibi yırtık pırtıktı. Beni yüzükoyun çevirdi. Pantolonunu indirdi ve sikini çıkarttı. Siki kocamandı ve damarlıydı. Bekletmeden kökledi amıma. Derinlere gittikçe beni uçuruyordu. Sırtından tutunup tırmalamaya çalışıyordum. “Tuğçe senin o nefis bacakların, amın, götün benim!” diye inliyordu. Bense havalarda uçuyordum. Okuldan ikinci arkadaşıma da siktiriyordum kendimi, çok tahrik ediciydi. Ben boşaldım, ardından Eren de, “Geliyorum!” dedi ve sikini amımdan çıkarttı, kafamdan tutup sikini ağzıma verdi ve bütün döllerini ağzıma doldurdu…

Boşalması bitince ağzımda dölleri tükürüp, ağzımı yıkadım. Sonra hemen çorabımı çıkarttım. Eren, “O bana ait, senden bir hatıra!” diyerek yırtık çorabımı aldı cebine koydu, “Hatta donunu da ver!” diyerek külodumu da çıkarıp aldı. Kendime çeki düzen verdim. Bu salak ta bana yumulmak, yavru gibi hatunu önce öpüp, koklayıp sonra sikmek varken, hemen amıma girişmişti. Makyajım sağlamdı. Sonra Eren beyaz puantiyeli çoraplarımı giydirmeye başladı. Çoraplarımı giydirirken eliyle götümü okşamaya başlayınca, “Yapma Eren!” diyebildim. Çünkü yorulmuştum, 15 dakikada 2 kişi üstümden geçmişti. Ama o durmadı. Galiba beni külotsuz görünce yeniden azdı. Bir anda ayağa kalktı. Çoraplarımı henüz yeni giymiştim ve çok sexydim. Beni duvara yapıştırdı. Arkam ona dönüktü. götümü tükürükledi ve sikini ıslattı. “Hayır yapma, olmaz!” diyebildim sadece. Eliyle ağzımı kapattı ve sikini götüme ittirmeye başladı. Ellerim duvardaydı. Ve yavaşça götüme girmeye başlamıştı…

Bir süre sonra artık götümün içinde gidip geliyordu ve ben de tekrar kudurmuştum. Elini ağzımdan çektim, “Sok Eren, sok! Mıncıkladığın götüme sok! Amımı siktin götümü de doldur! Yüklen bana, dağıt kıçımı! Aaaaayyy!” diye inliyordum. Gittikçe hızlanmıştı. “Saçımı çek ve göğüslerimi okşa!” dedim. Saçımı çekmeye başladı ve göğüslerimi yoğurmaya başladı. Arkadan ne güzel pompalıyordu öyle. Bu biraz daha böyle devam etti, sonra belimden kavradı ve kaldırdı beni, tezgaha yapıştırdı. Sikini hiç çıkarmamıştı götümden. Arkama iyice dayanıp döllerini götüme boşalttı. O çekilince ben yere yığıldım ve “Eren mahvettin beni!” dedim. Bir süre öylece kalakaldık.

Sonra kendimizi toparlayınca, “Bana taksi çağır, eve gidip kendime gelmem gerek!” dedim. Taksi geldiğinde beni taksiye bindirdi. Salak Eren beni ön tarafa bindirmişti. Götüm ağrıdığından doğru düzgün oturamadım. Eteğim kıçıma kadar sıyrılmıştı, çorabımın bittiği yer görünüyordu. Göğüs çatalım ortadaydı ve saçlarım dağınıktı. Kim görse sikildiğimi anlardı. Hemde ne sikilme sikilmiştim! En yakın iki arkadaşım tarafından ayrı ayrı toplam üç kere sikilmiştim. Aslında sikildiğim için mutluydum. Yakın arkadaşlarımın beni sikmesi fikri müthiş bir şeydi…

Taksicinin, “Nereye gidiyoruz?” sözüyle kendime geldim. Evimin adresini söyledim. Yolda yanımızdaki otobüslerden herkes bacaklarıma bakıyordu. Eteğim iyice sıyrılmış, resmen kıçımın ortasındaydı. Taksici de beni kesip duruyordu. Derken çantamın yanımda olmadığını farkettim. Elimde sadece cep telefonum vardı. Hemen Eren’i aradım. O da çantamın Murat’ta olduğunu söyledi. Rezil olmuştum, çantamda prezarvatifler vardı. Murat düzgün ve seviyeli bir çocuktu. Ben Cafede oramı buramı açıp, kendimi teşhir ederken, bir tek o bana gözlerini yapıştırıp bakmamıştı…

Offf! Evin önüne geldiğimizde kafama dank etti, taksiden inmem için para ödemem gerekiyordu ve cüzdanım da çantamda kalmıştı…